top of page

MUTLU OL NAZIM

…Sahneye bakıyorsunuz, evet Dilek Türker var, elle tutulur, gözle görülür bir insan, lakin iki insan daha sahnede, biri Nazım Hikmet, biri Vera...

 

Bir bakıyorsunuz, Nazım Hikmet, idam gecesi

Zavallı bir çingenenin

Kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli

Geçirecekse eğer

İpi boğazıma

Mavi gözlerinde korkuyu görmek için

Boşuna bakacaklar Nazım’a" diye ölüme kafa tutuyor, bir bakıyorsunuz güç veriyor, umut veriyor,

 

“Ben yanmasam

Sen yanmasan

Biz yanmasak

Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" diyor, bir bakıyorsunuz, öyle bir memleket sevgisi ki:

 

Memleketim, memleketim, memleketim

Ne kasketim kaldı senin ora işi,

Ne yollarını taşımış ayakkabım

Son mintanın da sırtımda paralandı çoktan

Şile bezindendi.

Sen şimdi saçımın akında,

Enfarktında yüreğimin

Alnımın çizgilerindesin memleketim.

 

Oyunlaştıran: Ataol Behramoğlu

Yönetmen: Mahmut Gökgöz

Oynayan: Dilek Türker

Dekor: Osman Şengezer

Kostüm: Günnur Çaras

Işık Tasarım: Yüksel Aymaz

Müzik: Nurettin Özşuca

iSTANBUL'UN GÖZLERİ MAHMUR

İstanbul’un dününü, bugününü ve gönlümüzdeki yarınını konu alan “İstanbul’un Gözleri Mahmur”, içinde hem gerçek İstanbul estetiği hem de umudu barındırıyor.

1900’lü yıllarda başlayıp, Cumhuriyet sonrası döneme hatta günümüze kadar ki İstanbul’u ve bu şehrin insanını konu alan müzikli oyun, hem dramatik hem mizahi örgüsü ile tam anlamıyla bu şehri anlatıyor.

Savaşların ve yoksullukların ardından evlerini, topraklarını terk eden Osmanlı Beyleri ve Hanımefendileri ile beraber eski İstanbul kültürünün yerini yavaş yavaş farklı bir kültüre bırakması ile yaşanan sancılı, komik ve bir o kadar da düşündürücü değişimleri yakından hissedeceğiz.

Birbirinden ve hatta kendinden uzaklaşan günümüz insanına kaybettiklerinin ve ait oldukları şehrin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anımsatacağız.

Yazan: Melisa Gürpınar

Yönetmen: Hakan Altıner

Yönetmen Yardımcısı: Anıl Yülek

Müzikal Yönetim: Cemil Sağyaşar

Oyuncular: Dilek Türker, Atila Pekdemir, Özgürefe Özyeşilpınar, Zeynep Aslıhan İşcan, Sibel Taşçıoğlu, Cemil Sağyaşar, Samiha Uluant Ataman, Sema Koç

Koreografi: Gökmen Kasabalı

Müzikler: Esin Engin

Müzik Direktörü: Selim Atakan

Dekor: Cihan Aşar

Kostüm: Nihal Kaplangı

Reji Asistanları: Aslıhan İşcan, Samiha Uluant Ataman

LATİFE

1975 yılında öldüğü güne kadar Mustafa Kemal'le olan evliliklerini bir sır olarak saklayan Latife Uşakizade Hanımefendi'nin ağzından bir Mustafa Kemal öyküsüdür. Bir milletin ayağa kalkış öyküsüdür. Latife, bu öykünün içinde Paşa'ya âşık bir genç kadındır. Köklü bir ailenin asi kızı gibi dursa da, birkaç yabancı dili ana dili gibi konuşan, piyano çalan, kendinden emin, etkileyici bir genç kadındır, Latife.

Mustafa Kemal de onu sevmiştir ama Latife Hanım'a duyduğu sevginin yanı sıra; Gazi, milletine âşıktır. Millete duyulan bu aşk, ülkeye duyulan bu aşk, kolay kolay başka aşklara izin vermez.

Bir ulus için zorluklarla dolu yıllar ve bu döneme adını altın harflerle yazdıran, bir büyük önderin aşk hikâyesi oyuna konu olursa ve bu konuyu sahnelemek tek bir oyuncunun görevi ise ne düşünürsünüz?

Latife, Gazi Mustafa Kemal Paşa ile değil, bir ulus ile evlendiğini çok sonra anlayacaktır.

 

Bir ulusun adıyla özdeşleşmiş bir kahraman ile evli olmak, taşınması zor bir şeydir. Nitekim taşımak imkânsızlaştığında, evlilik de bitecektir. Fakat Latife’nin aşkı hiç bitmeyecektir.

 

Oyunda gözlerini kapayacağı zamanı bekleyen yaşlı Latife anılarını anlatırken, bir anda onu heyecan ile titreyen bir genç olarak göreceksiniz. Nezihe Araz’ın güçlü kalemi, Dilek Türker'in incelikli oyunculuğuyla birleşince, gözyaşlarınıza hâkim olamayacağınız bu tiyatro oyunu ile büyüleniyorsunuz.

Yazan: Nezihe Araz

Yönetmen: Hakan Altıner

Oynayan: Dilek Türker

Dekor ve Kostüm: Osman Şengezer

Işık Tasarım: Yüksel Aymaz

bottom of page